Kıbrıs’ın NATO üyeliği gündemde: Perde arkasında neler oluyor?

“`html

LEFKOŞA – Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO üyeliği konusunun gündemde olduğu şu günlerde, 20 yıldan fazla bir süredir Yunanistan Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlıklarında akredite bir gazeteci olarak görev yapan ve Türkiye-Yunanistan ilişkileri ile Kıbrıs sorununda uzmanlaşmış olan Aleksia Tasoulis, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO üyeliği adına yürütülen son diplomatik çabaları incelemeye aldı. Türkiye ve Kıbrıs’ta çeşitli görevlerde bulunan Tasoulis, önemli Türk-Yunan zirveleri ve Avrupa Birliği (AB) ile NATO toplantılarını takip etti ve elde ettiği verileri analiz etti.

Tasoulis, Kıbrıs’ta yaşanan diplomatik gelişmelerin dikkat çekici olduğunu belirtiyor. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, adanın NATO’ya katılması da dahil olmak üzere birçok olasılığı araştırıyor. Deneyimli gazeteci, Yunanistan’da iç siyasi dinamiklerin diplomatik ilişkileri ve Türk-Yunan bağlarını etkileyebilecek yönde seyrettiğini vurguladı. Ancak, Kıbrıs’ın NATO üyeliği düşüncesi adada olumsuz karşılık bulmakta; yerel medya meseleye geniş yer ayırırken, sol siyasi gruplar bu fikre karşı duruyor.

KIBRIS SORUNUNDA UMUT DAĞITAN YENİ GELİŞMELER

Aleksia Tasoulis Aleksia Tasoulis. (Fotoğraf: Facebook)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Ukrayna ve Orta Doğu’daki çatışmalar nedeniyle dünya genelinde olumlu bir duruş sergilemeye çalıştığına dikkat çeken Tasoulis, Kıbrıs sorununda tarafların yeniden diyalog kurma çabalarına vurgu yaptı. Tasoulis, “BM Genel Sekreteri’nin, mevcut savaşların yarattığı gerginliklerin farkında olduğunu ve tarafları müzakere masasına oturtmak istemesi için baskı yaptığını düşünüyorum” dedi.

Ancak tarafların tutumlarının hâlâ çelişkili olduğuna ve çözüm yolunda Türk askeri güçlerinin adadan çekilmesi ya da federal, iki bölgeli, iki toplumlu bir yönetim anlaşmasına varılması gerekliliğine değinen Tasoulis, çözümün gayrı resmi bir konferans ile sağlanabileceğine işaret etti. “Taraflar arasındaki tutumlar hala zıt. Bu durum, ordu çekilmediği sürece değişmeyecek. Bir araya gelmek için gayrı resmi bir toplantı şart. Ancak, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamaları ışığında, bir çözüme ulaşma konusunda pek ümitvar değilim” ifadelerini kullandı.

Tasoulis, yine de diplomasi ve diyalogun en etkili çözüm yöntemi olduğunu vurguladı ve ‘milli kırmızı çizgilerimizden’ asla ödün verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

KIBRIS’IN NATO ÜYELİĞİ: STRATEJİK BİR ÖNGÖRÜ

Aleksia Tasoulis, Hristodulidis’in ABD Başkanı Joe Biden ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile yaptığı görüşmelerde Kıbrıs’ın NATO üyeliği için bir stratejik plan sunduğunu ifade etti. Geçtiğimiz yıl ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın da bilgilendirildiği bu planın uzun vadeli olduğunu ve hayata geçirilmesi için birçok adımın atılması gerektiğini belirten Tasoulis, Kıbrıs sorununda ilerleme kaydetmenin bu adımlardan biri olduğunu vurguladı.

Tasoulis, bu planın Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki jeopolitik gücünü artırmayı amaçladığını ifade etti. “Son bilgilere göre, Nikos Hristodulidis, Joe Biden ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmesinde bir plan sundu. Daha önce Victoria Nuland’ın da bilgilendirildiği bu strateji, uzun vadeli ve birçok aşamadan oluşuyor. Kıbrıs sorununda ilerleme, bu sürecin önemli bir parçası. Bu adımlar, Kıbrıs’ın jeopolitik konumunu güçlendirecek.” dedi.

TÜRKİYE’NİN GÖZÜ NİYETİ VE DIPLOMASİK GELİŞMELER

Tasoulis, Türkiye’nin NATO’ya üyelik konusunda her zaman bir çıkar beklediğini ifade ederek, Kıbrıs’ın NATO üyeliğinde de benzer bir tutum sergileyeceğini öngörüyor. Gazeteci, NATO üyeliği için tüm müttefik ülkelerin onayının gerekeceğini belirterek, Türkiye’nin ABD ile yürütülecek müzakerelerde Kıbrıs’ın üyeliğine veto koymamak karşılığında belirli taleplerinin olacağını öngördüğünü aktardı.

Tasoulis, “Türkiye, alışık olduğumuz üzere herhangi bir karşılık olmadan onay vermeyecek. Bir ülkenin NATO üyesi olabilmesi için tüm müttefik ülkelerin onay vermesi şarttır. Dolayısıyla Türkiye, Kıbrıs’ın adaylığını desteklemek için ABD ile yapacağı müzakerelerde karşılığında bir şeyler almak üzere pazarlık yapacaktır.” şeklinde konuştu.

YUNANİSTAN’DAKİ REAKSİYONLAR VE MİÇOTAKİS’İN ROLÜ

Aleksia Tasoulis, Yunanistan’daki siyasi gelişmelere de değinerek, eski başbakan Antonis Samaras’ın ve diğer bazı partilerin milli konulardaki hassasiyetlerine dikkat çekti. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in, Türkiye ile muhtemel bir anlaşmada bu grupların tepkisi ile karşılaşabileceğini, Miçotakis’in attığı adımların ve yapacağı açıklamaların kamuoyunu ikna etmede kritik rol oynayacağını belirtti. Tasoulis konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu durum, Miçotakis’in Yunan-Türk ilişkilerindeki tutumuna ve Hristodulidis’in Kıbrıs konusundaki hareketlerine bağlı olacak. Eski başbakan Samaras’ın ve diğer partilerin duruşları belli. Ancak gelişmelerin kilidi Kiryakos Miçotakis’in elinde. Yunan hükümetinin Türkiye ile bir çerçeve anlaşması çabası, bu partilerin muhalefetiyle karşılaşabilecektir. Seslerinin ne kadar güçleneceği, anlaşmanın içeriğine ve verilecek tavizlere bağlı olarak değişir.”

KATHİMERİNİ’DEN ÖZEL: KIBRIS ADIM ADIM NATO’YA YAKLAŞIYOR

Bu röportaj sırasında Kıbrıs’ın güneyinden yayın yapan bir haftalık gazete, adanın NATO ile olan ilişkilerini derinlemesine irdeledi. Kathimerini gazetesinin özel haberine göre, Hristodulidis, yakın tarihte Joe Biden ile gerçekleştirdiği Beyaz Saray ziyareti sırasında, ülkesinin NATO’ya katılımı için stratejik bir yol haritası sundu. 24 Kasım tarihli bu haberde uzun vadeli ve çok aşamalı plan, siyasi koşulların elverişli olması durumunda Kıbrıs’ın Kuzey Atlantik İttifakı’na katılmasını hedefliyor.

Gazetenin edindiği bilgilere göre, Washington yönetimi bu planı olumlu karşılamış ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, planın potansiyelinin “muazzam” olduğunu belirtmiştir.

Planın ilk aşaması, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO ile ilişkilerini kurumsallaştırması ve ittifaka katılım öncesi önemli bir süreç olan organizasyonlarda yer alması olarak belirlenmiştir. Ancak bu hedefe ulaşmak için Kıbrıs sorununun çözümünde olumlu gelişmelere ve Türkiye-AB ilişkilerinde ilerlemelere ihtiyaç olduğu vurgulanmaktadır.

Habere göre, Kıbrıs, ABD’den üç temel hedefin gerçekleştirilmesini talep etmektedir: Savunma teçhizatı tedarikinin kolaylaştırılması, Kıbrıs askerlerine ABD askeri akademilerinde eğitim imkanlarının artırılması ve Kıbrıs’ın savunma yeteneklerinin NATO standartlarına uygun şekilde modernizasyon süreçlerinde ABD’nin katkıda bulunması. Başkan Biden, Oval Ofis’teki görüşmesinde bu taleplerin karşılanması için Kongre ile gerekli görüşmeleri yapacağına dair taahhütte bulunmuştur. Bu çerçevede, Kıbrıs’a ücretsiz savunma teçhizatı sağlanması ve uluslararası satış programları aracılığıyla malzeme temin edilmesi gibi seçeneklerde değerlendirilmektedir. Özellikle Baf’ta bulunan “Andreas Papandreu” Üssü’nün sürekli kullanımı noktasında ABD’nin ilgisi dikkat çekmektedir. Ekim ayında Kıbrıs’ı ziyaret eden ABD’li senatörlerin de bu üssün stratejik değerini incelemek amacıyla gerçekleştirdiği ziyaretin önemi büyüktür.

Kathimerini’nin haberine göre, Kıbrıs, NATO üyeliği sürecinde karşılaşabileceği zorluklar ve itirazların farkında olmasına rağmen, bu tartışmanın başlamasının dahi önemli bir gelişme olduğunu düşünüyor. Hem Kıbrıs hem de ABD için faydalı olacağı tahmin edilen bu süreç, ülkenin Batı ile olan stratejik yönelimini güçlendireceği kadar, bölgesel istikrarı da olumlu etkileyeceği öngörülüyor. Gazete, Kıbrıs’ın yeni rolünün, ABD’nin bölgede stratejilerini şekillendirmede merkezi bir yer olduğunu ve Hristodulidis’in Cumhuriyetçi çoğunluğun önde gelen isimleriyle yaptığı görüşmelerde bu durumun netlik kazandığını bildiriyor. Gazeteye konuşan bir senatörün, “Kıbrıs, bölgede güvenebileceğimiz bir müttefik” ifadesi dikkat çekiyor.

ADANIN GÜNEYİNDE GÖSTERİLER VE TEPKİLER

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO üyeliği planı, adanın güney kesiminde önemli tepkilere yol açıyor. Kıbrıs Haber Ajansı’nın aktardığına göre, Barış Konseyi’nin (PPC) düzenlediği ve çeşitli grupların katıldığı protesto gösterisinde 500’den fazla kişi, “Kıbrıs’ın savaş üssüne dönüşmesine” karşı çıktı. Pazar günü Larnaka’da gerçekleşen bu protestolarda, “Ne ABD ne de NATO, Kıbrıs koruma altında değil”, “Kıbrıs, yabancı askerler ve üsler olmadan, halkların barış köprüsü olmalı” ve “Filistin için birleşik” yazılı pankartlar açan eylemciler, Ortaçağ Kalesi bölgesinde toplanarak ABD hükümetiyle ortaklaşa kurulan Kara, Açık Denizler ve Liman Güvenliği Merkezi (CYCLOPS) önüne yürüdü.

AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanou, protesto sırasında yaptığı açıklamada, “Bugün burada, vatanımız ve halkımız için en basit ve acil talebi dile getirmek üzere toplandık” dedi. “Halkına ait bir Kıbrıs istiyoruz; NATO’ya veya başka bir askeri koalisyona dayanan yabancı askerlerden değil” diyen Stefanou, ülkenin limanlarının, havaalanlarının ve tüm kara ve hava sahasının sadece Kıbrıs halkı için var olması gerektiğini vurguladı. Kıbrıs Barış Konseyi Başkanı Tasos Kosteas ise, “vatanımızın militarizasyonunu ve dost ülkelerimize karşı bir ileri karakola dönüşmesini” protesto ettiklerini belirterek, Kıbrıs’ın bu durumla birlikte müdahil bir taraf haline gelmesinin tehlikelerine dikkat çekti.

Protesto

“`